7.7.15

The Royal Tenenbaums


-The Royal Tenenbaums-
Dir: Wes Anderson
-2001-


Daha önce nasıl izlemedim dedirten bir Wes Anderson filmini paylaşıyorum sizinle. İzlerken Tenenbaums ailesinin bir parçası olmayı hissettiren, yer yer gülsenizde sonunda hüzün bırakan bir filmdi. The Grand Budapest Hotel' deki gibi gene içimizi ısıtacak renkler, ayrıntılarla bezenmiş iç mekanlar bu filmde de fazlasıyla mevcut.
Kimi insanlar Wes Anderson'nun tarzını çok beğenmesede, benim şiddetle önereceğim ve ikinci kez izleyebileceğim bir film oldu The Royal Tenenbaums.
Film, biri evlatlık olmak üzere, üç kardeşin, babaları Royal Tenenbaum'dan (Gene Hackman) ailelerinin boşanacaklarını öğrenerek başlar. İlk sahnede The Mutato Muzika Orchestra'nın enfes "Hey Jude" yorumuyla; film bizi içine almaya başlıyor. 


Baba Royal evden ayrılır ve uzun yıllar çocuklarıyla iletişime geçmezken, kardeşlerde kendi hayatlarını çizmişlerdir. Küçük yaştaki dahilikleri, hayatın getirdikleriyle karamsarlığa ve başarısızlığa dönüşen kardeşler yıllar sonra tekrar çocukluklarının geçtiği evde yaşamaya başlarlar. Bu filmde, kendisini zaten fazlasıyla sevdiğim Ben Steller (Chas Tenenbaum) kırmızı Adidas eşofmanları ve iki çoçuklu olarak karşımıza çıkar.


Güzeller güzeli Gwyneth Paltrow burada evlatlık olarak alınan Margot Tenenbaum olarak canlanıyor. Filmdeki tabiri caizse -cool-luğuna hayran kalmamak elde değil. 



Filmin soundtrackleri kesinlikle övgüyü hak eden cinsten. Bazı müzikler, sahnelerle o kadar güzel harmanlanmış ki.. Bunun örneği Luke Wilson'nun ( Richie Tenenbaum) fotoğraftaki performansı. 


Bir intihar sahnesine cuk diye oturacak Elliott Smith'in Needle In The Hay şarkısı. Dinlemek için tık tık.



Soundtrackleriyle ekrana bağlayan, tatlı ayrıntılarıyla ( Gyps Taksiler, Green Line Otobüsler) filmin bitiminde, ne güzel bir film izledim! gülümsemesi yerleşiyor insanın yüzüne. 


Alttaki soundtrack ise bu film sayesinde dinleyip, oldukça beğendiklerimin arasına girdi. Nico - These Days.  Keyifli Dinlemeler.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder