Merhabalar!
Hafta sonu gezdiğim bir
kitapçıda Cemil Kavukçu’nun "Üstü Kalsın" isimli kitabın kapağına hayran kaldım. Almaya elim gider gitmez de "evde Kavukçu’nun bir kitabı vardı sanki?" düşüncesiyle kendi kütüphanemde aldığım soluğu. Can Yayınları’nın 2008
baskısıyla "Angelacoma’nın Duvarları" bana göz kırpmıştı rafların arasından. Arkasını okur okumaz da,
doğru kitapla Kavukçu okumaya başladığıma emin oldum.
"Kâğıt ya da tavla
oynamadığım, sinemaya gitmediğim, yapacak hiçbir şey bulamadığım gecelerde, tek
başıma pencere kenarındaki bir masada oturup çayımı yudumlarken, ilçenin en
geniş ama o saatlerde ıssızlaşmış caddesine, solgun ışıklarına bakarken buraya
ait olmadığımı, harcandığımı, kendimi kandırdığımı, hiçbir zaman ressam
olamayacağımı, benim için yaşamın başka yerlerde olduğunu düşünürdüm. Güçlü
olduğumu sandığım anda bile güçsüzdüm. Yapabileceğim bir şey yoktu. Bir filmin
hem oyuncusu hem de izleyicisi gibiydim."
Kendime..çünkü bu benim
hikayem.. diyerek başlıyor kitabımız. Kavukçu çocukluk ve gençlik yıllarını anlatırken
bizi 70'li yıllara götürüyor. Sobalı
evlere, dolup taşan Niyazi’nin sinemasına, kahvehanelere, panayırlara uğratıyor
okuru. Resim sevgisini anlatıyor, Angelacoma’nın duvarlarına sıkışıp
kalmışlığı, duvarların kendisini nasıl sardığını dile getiriyor Kavukçu.
Ben çok beğendim. Okurken
geçmişe duyduğum özlemle yüzümde güzel tebessümler bıraktı Cemil Kavukçu.
Birçok öykü kitabının olduğunu biliyordum, okuduğum bu kitaptan sonra zaman Cemil Kavukçu okuma zamanıdır benim için. Aşağıda alıntıladığım bazı cümleler var. Ben çok sevdim, umarım
sizde okuyup seversiniz.
"Mutluluğun bendeki en belirgin tanımı da, yaşarken farkında olmadığım, geçmişte kalmış bazı anları yeniden yaşıyormuşçasına canlandırmak için duyduğum istektir. Bütün buluşmaların ortak noktası ise sonbahardır. Biten bir hüznü değil, her türlü yaratıcılığa açık bir kışa hazırlıktır bu."
"O anın bir daha yakalanmamak üzere kaçıp gittiğini, koşulların o çevrenin değiştiğini bilmeme karşın odun sobasıyla ısınan oda dekoru hariç, kendime benzer ortamlar yarattım, yaratmaya çalıştım, yağmurun sesini dinleyip çizgi romanlar okudum. Ama o eksik hazzı hiçbir zaman yakalayamadım."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder